Marsilya
Gemi den inip karaya ayak bastığımız ilk gün.
2013 Avrupa Kültür Başkenti ünvanı alan, unvanını hakkettiğine inandığımız bir yer. Liman şehrin merkezine yakın bir noktada. Liman da gemiden çıkınca taksiye biniyoruz, taksicinin önerisi ile tur alıyoruz, bizi gezilecek ve görülmesi gereken yerlere götürüp, oralarda gezip geri getirmek şartı ile anlaştık.
ilk durağımız, Vieux-Port Marsilya’nın deniz’le buluştuğu güzel ve eski bir limanı. Limanın çevresinde, onlarca güzel kafe var, ister yemek yiyin isterseniz bir şeyler içiniz yada yatları izleyiniz. Etrafta bir çok turist ve yerel halkla tanışabilir onlar sohbet edebilirsiniz. Ufak bir tur atıp kısıtlı zamanımızı oturarak geçirmek gibi bir niyetimiz yok bizim, bu yüzden devam ediyoruz. Bir sonraki durağımız Cathedral de la Major’da burada gezilmesi gereken yerlerden bir tanesiymiş taksici öyle dedi.
Burası Notre-Dame kilisesinin gölgesinde kalsa da, başka bir katedral, başka bir bazilika, gerek limana yakınlığı gerekse merkeze yakınlığı olsun görülmesi gereken heybetli bir yapı. Erken bir saat olduğu için çokta kalabalık değildi. Gidip görmeden gelmezsiniz zaten, yapmayın da böyle birşey…
Taksici kapıda bizi bekliyor, her ne kadar aklımızda acaba burada bizi bırakıp gider mi sorular olsa da, parayı inerken vereceğimiz için rahatız. Atlıyoruz taksiye sonraki durağımız olan, Marsilya’dan bahsedince, Marsilya’nın simgesi kentin üstünde oturan ünlü Notre-Dame de la Garde Bazilikası‘na doğru yol alıyoruz.
Bu bazilika Marsilya gezilecek yerler listesindeki en özel yerlerden birisi olarak yer almakta. Notre Dame de la Garde Kilisesi (Bazilikası) Vieux Port’tan 2 km yürüme mesafesinde ve Marsilya’nın en yüksek noktası olan Le Garde Tepesi’nin zirvesinde yer bulmuş kendine.
Marsilya’nın en önemli katolik kilisesidir olarak bilinen bu yer, denizcilere adanmış. Yolu yokuş ve merdivenler den yürüyerek yaz aylarında çıkarken epey bir efor sarf etmek lazım, ya bizim gibi taksi yada merkezden tepeye servis yapan küçük tren (Petit Tren- Little Tren) tarzı ulaşım araçları ile ulaşmak mümkün. Aman emin olun ki bu kadar zahmete değecek bir yer. Manzara harika… Marsilya ayaklarınızın altında. Tepesindeki dev Meryem heykeli, heybetli binası ile sanırım Marsilya denince neden ilk akla geldiğini açıklıyor.
İçerisinde yemek için bir restaurant ve hediyelik eşya alabileceğiniz bir mağaza bulunmakta. Neyse şoförümüzü daha fazla bekletmeyelim.
Devam ediyoruz bu sefer durak, Fransa Kültür Bakanlığı tarafından, Fransa’nın en önemli bahçelerinden birisi olarak seçilerek koruma altına alınan, şehrin en görkemli yapılarından bir tanesi olan Palais Longchamp, bakımlı bir Fransız Bahçesi, muhteşem çeşmesi, doldurulmuş hayvanat müzesi. eğer birde bizim gibi çocuklu aile iseniz çocuklar için görülmesi gereken çok güzel bir yer.
Bu muhteşem yapı taksici ile geldiğimiz son durak noktamız oluyor ve başladığımız noktaya limana geri dönüyoruz. Taksiye ödemesini yapıp gemiye biniyoruz.
Eğer zamanınız varsa Old Port yada eski limanda oturup bir şeyler yiyip, yada gezip alışveriş yapabilirsiniz.